“Acıyla uğraşacak yerlerimi yok ettim.”
Yeniden başlayan, tekrarsız, tecrübe edinebildiğin herşeyin anlamsız olduğu, yaşayışının içinde tanımadığın acılarla bir daha bir daha karşılaşıyorsun her an. Edindiğin hiç bir bilgi dayanağın olarak yetmiyor, aslında acıyla uğraşmaya yeten bir şey yok bunu anlıyorsun. Bir önceki yaşanmışlık şimdiki için yol gösterecek derken tanımıyor bile onu, nafile direnmek. Acılar yanlız kalıyor, yanlızlaştırıyor sahibini.
Sebepler sonuçlara gebeyken acılar geliyor hayata, neş’e kelime olarak bir yerlerde duruyor, yaşayabilmesi güç bir durum bu hayata mutluluğun. Yok oluyor sevinç, sevinilecek şeyler. Uğraşsanda uğraşmasanda acı yeniden geliyor, hiç tanımadığın bir şekilde. Bundan dolayı her defasında garipsiyorsun. Onunla yaşamaya alışıyorken bir yenisi tahim edemediğin anda seninle oluyor.
Acıyla uğraşacak takâtimiz kalmaz çoğu zaman, acılarla uğraşacak yaşa gelsek bile. Ya uğraşacak kadar büyük görmeyiz önceden daha âlâsını yaşadığımız için, ya da hakikaten yok etmişizdir acılarla uğraşacak yerlerimizi.